Travesti Mavela ile Bakırköyü Turluyoruz

Bakırköy, İstanbul’un en eski ve en canlı semtlerinden biri. Tarihi binaları, hareketli çarşısı ve birbirinden farklı insanlarıyla her köşesinde yeni bir öykü saklı. Bugün, bu öykülerden birine eşlik ediyoruz: Mavela, Bakırköy’ün sokaklarını adımlarken bize hem semtin geçmişini anlatıyor hem de kendi yolculuğundan kesitler sunuyor.

Sahil Yolu: Rüzgâr ve Özgürlük
Turumuz, martıların eşlik ettiği Bakırköy Sahil’den başlıyor. Mavela, dalgaların sesine karşı, “Burası bana hep özgürlüğü hatırlatır,” diyor. “Çocukken burada koşardım. Şimdi ise düşüncelerimi toplamaya geliyorum. Bakırköy, benim için sadece bir semt değil, bir sığınak.”

Çarşı: Renklerin Dansı
Sahilden sonra, Bakırköy Çarşısı’nın kalabalığına dalıyoruz. Tezgâhlardan yükselen “Taze simit!” sesleri, esnafın şakalaşmaları… Mavela, bir manav tezgâhında durup selamlaşıyor. “Herkes birbirini tanır burada,” diye açıklıyor. “Kimse kimseyi yargılamaz. Bakkal Hasan Amca, bana her sabah ‘Günaydın kızım’ der. Bu küçük nezaket, benim için çok şey ifade ediyor.”

Süreyya Operası: Sanat ve Direniş
Turumuzun en çarpıcı durağı, tarihi Süreyya Operası. Mavela, binanın önünde durup anlatıyor: “Bu bina sadece sanatın değil, direnişin de simgesi. Ben de hayatımda hep sanatla direndim. Tiyatro gruplarında çalıştım, sokak performansları yaptım… Bakırköy, bana bu cesareti verdi.”

Bir Mahalle Kahvesinde Son Sözler
Gün batımında, çınar ağaçlarının gölgelediği bir kahvede soluklanıyoruz. Mavela, çayını yudumlarken içini döküyor: “Bakırköy’de yaşamak, bir arada var olmayı öğretiyor. Bazen zor… Ama bu sokaklarda yürürken, bir teyzeye yardım eden gencin, travesti bir kadına gülümseyen esnafın olduğunu görmek, umut veriyor. Burası evim.”


Not: Bu metin tamamen kurgusaldır. Gerçek kişi veya olaylarla bağlantısı yoktur. Amacımız, İstanbul’un kültürel çeşitliliğini ve insanların bir arada yaşama kültürünü edebi bir dille aktarmaktır. Toplumsal hassasiyetleri gözeterek, herkesin hikâyesine saygı duymak esastır.

2025 ŞUBAT Söyleşi: Deniz Argun / Yer: Bakırköy Sahil Parkı

Bakırköy Sahili’nde martıların çığlıklarına karışan kahkahalarla buluşuyoruz konuğumuzla: Mavela, semtin sevilen simalarından biri. Yıllardır Bakırköy’de yaşayan, renkli kişiliği ve samimiyetiyle tanınan Mavela ile semtin değişen yüzünü, insan ilişkilerini ve kendi yolculuğunu konuştuk.

DenizMavela, senin için Bakırköy ne demek?
Mavela(Gözlerini sahile dikerek) Bakırköy, benim için “ev”… Burası çocukluğumun, acılarımın, sevinçlerimin semti. Şu karşıdaki bankta ilk kez âşık oldum, şu çınarın altında gözyaşı döktüm. Sokaklarında yürürken, adımlarım geçmişimle konuşur.

DenizPeki, bu semtte kendini “özgür” hissedebiliyor musun?
Mavela(Düşünceli) Özgürlük… İnsanın kendini olduğu gibi ifade edebilmesi, değil mi? Bakırköy bana bunu zamanla öğretti. İlk zamanlar zordu… Ama semtin esnafı, komşularım, hatta kahvedeki dedeler bile bana alıştı. Şimdi çarşıda yürürken, “Mavela, bugün makyajın ışık saçıyor!” diyen teyzeler var. Bu, benim zaferim.

DenizBakırköy’ün en sevdiğin yanı ne?
Mavela(Aniden gülümseyerek) İnsanların samimiyeti! Mesela, şu karşıdaki bakkalın sahibi Cemal Abi… Bir gün dükkâna girdim, “Kızım, senin saç rengin mor olsa daha çok yakışır,” dedi. Ertesi gün mor peruğumu takıp gittim. “İşte bu!” dedi, gözleri parlıyordu. İşte Bakırköy bu…

DenizPeki değişim? Son yıllarda neler fark ettin?
Mavela(Derin bir nefes alarak) Betonlaşma arttı, eski dostlar gitti… Ama ruh hâlâ aynı. Mesela, Fahriye Abla’nın 40 yıllık çiçekçi dükkânı hâlâ ayakta. Her sabah kapısında “Günaydın canım!” diye bağırır. Değişmeyen bu küçük detaylar, bana umut veriyor.

DenizToplumun bakış açısına dair ne düşünüyorsun?
Mavela(Ciddileşerek) Bakış açısı değil, kalp açısı önemli. Bakırköy’de bana bazen ters bakanlar oldu, ama çoğu zaman bir tebessüm, bir “Kolay gelsin!” yetti. Unutma, insanın iyiliği semtin aynasıdır.

DenizSon olarak, gençlere veya kendini keşfetme yolunda olanlara ne söylemek istersin?
Mavela(Coşkuyla) “Korkma!”… Kendini saklamak, en büyük ihanet. Bakırköy’ün arka sokaklarında bile bir çiçek, betonların arasından filizlenir. Sen de öyle ol. Ve unutma: Gerçek aile, kan bağı değil, yürek bağıdır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir